Virüsü Değil, Ekonomiyi Canlı Tutalım! 

 

           

 

  İlk olarak Çin’in Hubey eyaletinde Wuhan şehrinde ortaya çıktığı belirlenen ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan, solunum yolu ile insana bulaştığı tespit edilen Koronavirüs (COVID-19),  resmi kayıtlara göre 11 Mart 2020 tarihinden itibaren Türkiye’de görülmeye başladı. 

  Virüs belirtilerinin insan üzerinde 2-14 gün arasında kuluçka dönemi dediğimiz zaman dilimi içerisinde ortaya çıktığı saptanmıştır. Sözü edilen belirtiler arasında ateş, öksürük, nefes darlığı, koku ve tat duyusu kaybı gibi durumlardan bahsedilmektedir. Sürekli belirtildiği üzere virüsün yayılmasını engellemek adına eller kirli iken ağız, burun ve göz temasında bulunmamalı, sosyal mesafeyi korumalı, kontrolsüz bir şekilde hapşırmamalı ve öksürmemeli, ellerimizi sık sık sabun ve su ile yıkayıp dezenfekte etmeliyiz.

  Bulunduğumuz ortamı sürekli havalandırmalı, kullandığımız eşyaların temizliğine, tükettiğimiz gıdaların iyi yıkanmasına ve iyi pişirilmesine dikkat etmeliyiz. Bu konular uzmanlardan sürekli duyduğumuz, artık hemen hemen hepimizin vakıf olduğu konular. Peki bu virüsün ekonomik anlamda insan hayatına vermiş olduğu zarara karşı ne gibi önlemler alabiliriz?

    İşyerlerimizi kapatarak maddi manada nasıl ve ne kadar uzun süre diri kalabiliriz? Ticaretimizi nasıl ayakta tutabiliriz? Dünyanın kendiliğinden normalleşmesini mi beklemeli ya da normalleşmesi için ne gibi çalışmalar yapmalıyız? Yahut bu çalışmaları birilerinin hazırlayıp önümüze sunmasını mı beklemeliyiz? Piyasalarda yaşanan bu durgunluğu insan sağlığını riske atmadan nasıl ayakta tutabilir, nasıl canlandırabilir, ne gibi tedbirler alabiliriz?

  Tüm bu sorulara ait cevaplar aslında yine bizlerde. İçimizde bir takım insanların karamsar görüşlerine göre dünya artık eskisi gibi olmayacak! Halbuki dünyada insanoğlunun var olduğu ilk zamanlardan beri binlerce doğal afet yaşandı. İnsanlık öldürücü niteliği Koronavirüsten kat kat fazla binlerce salgın hastalıkla mücadele etti üstelik salgın hastalıklar ciddi sayıda insanın hayatına mal oldu fakat insanoğlu hepsinin üstesinden gelmeyi başardı ve neslini devam ettirdi. Teknoloji, sanayi ve ekonomi bunca badireye rağmen bugünkü konumuna geldi. Ayrıca bu virüsün tamamen öldürücü olmadığı, virüs bulaşan kişilerin ise büyük bir kısmının şifa bulduğu aşikâr bir şekilde önümüzdedir.

  Buradan anlayacağımız şu olmalı; korku, endişe, karamsarlık yok! Tedbir var! Peki şimdi ne yapabiliriz? Değişen dünyaya, gelişen teknolojiyle nasıl ayak uydurabiliriz? Firmalar olarak ne gibi tedbirler alabilir, ne gibi adımlar atabiliriz?


1.İş yerlerimizde alacağımız hijyen tedbirlerini arttırarak,
2.Jelatinsiz, ambalajsız, paketsiz ürün sayısını minimuma indirerek hatta ortadan kaldırarak ve bu ürünler ile elle temas etme durumunun minimuma indirilmesini sağlayarak,
3.Satışını sağladığımız ürünleri masum bir bebeğin, bir çocuğun kullandığını bir an olsun aklımızdan çıkarmayarak, hijyenik üretim, hijyenik sunum, hijyenik pazarlama, hijyenik ulaşım kuralları oluşturup bu kurallara dikkat ederek,
4.Dijital ticarete yatırım yaparak ve bu geçişi en kısa sürede sağlayarak,


     Babexi ® olarak koronavirüsle mücadelede ülke ticaret ve ekonomisini güvence altına almak adına bahsi geçen tüm önlemleri almış bulunuyoruz. Değişen dünyaya ve gelişen teknolojiye ayak uydurarak mağazacılık alanındaki hizmetimizi dijital dünyaya yıllar önce taşıdık. Riski minimuma uzun zaman önce indirmiş olduk. Online alışveriş hizmetimiz uzun yıllardır devam etmekte. Ekonomimizi canlandırmak adına bu süreçte gelin hep birlikte online alışverişi tercih edelim. Virüslerin yayılma riskini minimuma indirelim. Virüsü değil, ekonomiyi canlı tutalım!.

                                                                                                                                                                                                                                                                       Babexi ®